Size, Amerika seyahatlerini sevmek için onlarca neden sayabiliriz: sonsuzmuş gibi görünen alışveriş seçenekleri, kültür – sanat aktiviteleri, uyumayan şehirler, doğal zenginlikler ve bu sebepler gibi onlarcası… Ancak tüm bunların dışında, Amerika’nın o herkesin bildiği o ışıltılı yüzün ardında da keşfedilmeyi bekleyen pek çok hazine gizli! Bu hafta Jabiroo olarak sizin için, Amerika seyahatlerinize biraz değişiklik ve bolca özgürlük hissi katacak 8 alternatif destinasyonu yazdık:
Austin / Teksas
Adını son yıllarda sık sık duymaya başladığımız Austin, 90’ların sonundan itibaren hızla gelişmeye başlayan bir şehir. Teksas eyaletinin parlayan yıldızı olan Austin ayrıca Amerika’daki yaratıcı endüstrilerin de merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Her yıl ev sahipliği yaptığı şahane organizasyon ve festivaller nedeniyle dünyanın her yerinden ziyaretçi akınına uğrayan şehir adeta bir “hipster cenneti”ne dönüşmüş durumda. Şehrin meşhur 6th Street’i, her köşe başında bulabileceğiniz hip butikleri; tematik restoran & barları ve sokak etkinlikleri kesinlikle ruhunuzu tazeleyecek!
Queens / New York
Manhattan’ın doğusunda bulunan Queens aslında bir şehirden ziyade New York City’i oluşturan 5 bölgeden biri. Queens’in en iyi tarafı ise hala çılgın turist istilalarına uğmamış ve lokallerin buradaki yaşam tarzının aynen korunuyor olması. Yani Queens’te kaldığınızda hem burada yaşayan New Yorker’ların tercih ettiği hoş ve yaratıcı mekanlarda takılabilir, hem Her New York’lunun en az bir kere hafta sonu kaçamağı yaptığı Hamptons’ın doğası ile buluşabilir hem de bölgede bulunan Rockaway Beach’te surf ve benzeri aktivitelerle zaman geçirebilirsiniz.
New Orleans /Louisiana
New Orleans denince akla güneyin misafirperverliği, hoş bir tarihi doku ve tabi ki her köşeden yükselen blues ezgileri gelir. Eğer iyi bir caz ve blues dinleyicisiyseniz New Orleans’a gittiğinizde mest olmanız kaçınılmaz! Ayrıca New Orleans gezinizi Şubat – Mart aylarına denk getirirseniz Paskalya tarihine bağlı olarak o senenin rengarenk “Mardi Gras” festivaline katılma şansı bulabilirsiniz.
Duluth / Minnesota
Amerika seyahati deyince aklınıza hemen dev gökdelenlerin gölgesinde çılgınca alışveriş yapmak gelmesin çünkü Amerika Birleşik Devletleri’nde doğa ve macera tutkunlarını çok mutlu edecek saklı köşeler de var. ABD’de yaşayan Türklerin “Amerika’nın Kars’ı” olarak tanımladığı ve efsane müzisyen Bob Dylan’ın da doğduğu yer olarak bilinen Duluth, eşsiz gölleri, vadileri ve kanyonları ile trekking, kano ve kamp meraklıları için ideal.
Indianapolis / Indiana
Amerikan Mid-West’inin en güvenli ve huzurlu kentlerinden biri olan Indianapolis, Indiana eyaletinin başkenti. Ev sahipliği yaptığı Indianapolis Motor Speedway ile tanınan şehir, motor sporları ile ilgilenenlerin mutlaka gidip görmek istediği bir Amerika şehri. Düzenli ve düzgün sokaklarla çevrili Downtown’da son yıllarda açılan hip kafe ve restoranlar görülmeye değer.
San Diego / Kaliforniya
Los Angeles’ın hemen güneyinde bulunan San Diego, okyanusun enfes manzarası eşliğinde insanların neredeyse yıl boyu plaj tatilindeymiş gibi yaşadığı eğlenceli ve sıcacık bir kent. Özellikle Meksika sınırına yaklaştıkça İngilizce’den çok İspanyolca duymanız muhtemel olan kentte Seaport Village adı verilen ve beach clublarla dolu bölgeyi ziyaret edebilir, Coronado Adası’nda denize nazır bir restoranda hoş bir akşam kokteyli alabilir ya da yazın en güzel halinin yaşandığı La Jolla bölgesinde bir tam gününüzü geçirebilirsiniz.
Seattle / Washington
Nasıl New York’un lakabı “Uyumayan şehir” ise, ya da Los Angeles için “Melekler şehri” yakıştırması yapılıyorsa; Amerikalılar Seattle için de “Müzik şehri” diyorlar. Şehre girer girmez, Seattle’ın bu unvanın hakkını verdiğini görmekse hiç zor değil! Pearl Jam, Alice in Chains ve Nirvana gibi kült müzik gruplarının doğduğu yer olan Seattle’da insanı alıp götüren bir festival ve kahve kültürünün de hüküm sürdüğünü söylemeden geçmeyelim.
Yosemite / Kaliforniya
Kaliforniya eyaleti sınırlarında bulunan en önemli doğal güzellik olan Yosemite, sadece muhteşem bir vadi olmanın ötesinde aynı zamanda insanın doğa ve evren ile bağlantısını keşfedeceği bulunmaz bir deneyim sunmayı vaat ediyor. Burada bulunan Yosemite Milli Parkı alanı içinde pek çok doğa sporu aktivitesine katılabiliyor ve doğanın kucağında sosyalleşebiliyorsunuz. Çok geniş bir alana yayılan park bünyesinde otelden, restorana; marketten hastaneye kadar her şey mevcut.