Çocuklarla Paris’e Gitmeniz İçin 10 Neden:

Paris aşıklar şehri olarak bilinir. Romantizmin semboludür. Yıllardır çeşitli nedenlerle yaptığım sayısız Paris seyahatinde bunu son derece doğru bulmuş ve benimsemiştim. Ancak 2010 yılı benim için bir dönüm noktası oldu. İkiz çocuklarım Nedim, Selim ve en yakın arkadaşları Mehmet ile yaptığımız Paris seyahati yıllardır gidip çok da iyi bildiğimi sandığım şehrin, bambaşka bir yüzünü görmeme neden oldu. Romantik olarak tanımladığım şehir, birdenbire “Çocuklar Şehri” olarak kimlik değiştirdi. İşte bu sebeple size çocuklarla Paris seyahati yapmanız için 10 neden sayacağım.

 

Paris aşıklar şehri olarak bilinir. Romantizmin semboludür. Yıllardır çeşitli nedenlerle yaptığım sayısız Paris seyahatinde bunu son derece doğru bulmuş ve benimsemiştim. Ancak 2010 yılı benim için bir dönüm noktası oldu. İkiz çocuklarım Nedim, Selim ve en yakın arkadaşları Mehmet ile yaptığımız Paris seyahati yıllardır gidip çok da iyi bildiğimi sandığım şehrin, bambaşka bir yüzünü görmeme neden oldu. Romantik olarak tanımladığım şehir, birdenbire “Çocuklar Şehri” olarak kimlik değiştirdi. İşte bu sebeple size çocuklarla Paris seyahati yapmanız için 10 neden sayacağım.

1

1) Eiffel Kulesi

Havaalanından şehir içindeki otele geldiğimiz andan itibaren karşımıza çıkan yüksek ve ihtişamlı Eyfel kulesi, Nedim, Selim ve Mehmet’in her seferinde “Bakın bakın!!! Eyfeeeel!!! ” diye bağırmalarına sebep oldu. Bir hafta boyunca hiç bıkmadan usanmadan her görüşlerinde heyecanlandılar. Eyfel tutkularını bastırmak için hemen hemen her akşamı, Trocadero Meydanındaki cafelerde guneşin batmasını ve battıktan sonra kulenin ışıklarının yanmasını bekleyerek geçirdik. Bu bekleyişler sırasında hiç şüphesiz odalarının en kıymetli parçası olan Eyfel kulesi minyatürünü meydandaki Nijeryalı seyyar satıcılardan aldık. Seyahatamizin son gününde ise sürpriz olarak onları Eyfel kulesi uzerinde yer alan, 58 Tour Eiffel adlı restorana götürdük ve sıra beklemeden Eyfel kulesine girmenin rahatlığıyla akşam yemeğimizi yedik.Yemek sonrası finali tam kulenin üzerindeyken yüzlerce insanın çığlıkları ve çocukların bağırışlarıyla şıkır şıkır yanıp sönmeye başlayan ışıklarla yaptık.

 2) Jardin D’Acclimatation

Paris’te 1860 yılında kurulmuş olan Jardin D’acclimantation eğlenceli Paris gezimizin ikinci favorisi. Burası Hem hayvanat bahçesi hem lunapark hem de Fransızca ve Ingilizce bilenler için Paris’in göbeğinde, atölye programları olan, son derece şirin ve eğlenceli bir yer. Nedim, Selim ve Mehmet fransız sisteminde okuduları için, atölyelere onları sabah 10′dan akşamüstü 4′e kadar bıraktık ve çok eğlenceli bir gun geçirdiler. Aslında cocuklar bu atölyelerin çıkışında ya da hiç girmeden de parkta oyalanabilirler. Minik trenle başlayan gezinizde, çeşitli oyuncakları ziyaret edebilir, hayvanları seyredebilir ya da güzel havalarda fışkırmalı su parkında çılgınca koşabilirler. Siz de -yanınızda yedek giysiler taşımak şartıyla- çimlerin üzerinde diğer Paris’li aileler gibi sohbet ederek bekleyebilirsiniz.

2

3) Parc Asterix

Paris deyince tabii ki akla gelen diğer eğlence parklarından ikisi Eurodisney ve Parc Asterix. Fransızların “burnu büyük”lüklerinin en güzel örneği olan bu dünyayı yöneten Fransız topluluğunda Asterix, dünyanın en akıllı insanı, Obelix ise en kuvvetli insanı olarak karşınıza çıkıyor. Paris’e bir saat uzaklıktaki bu park, ailecek guzel bir vakit geçireceğiniz, özellikle erkek çocuklarının çok hoşlanacağı şovlar olan bir mekan. Gitmeden gününüzü Parc Asterix internet sitesinden planlamayı ve ‘lejyoner biletleri’nizi almayı unutmayın. Bizim küçükler, Mayıs ayında havaların çok soğuk olmasına rağmen çok eglendiler. Çocukların Obelix ve Asterix ile çektirdikleri resimleri ise hala evimizin en güzel çerçevesinde duruyor. Nedim kendini ve etrafındakileri Obelix olduğuna iyice inandırmış olmalı ki bu seyahatten sonra Mehmet ona surekli “Nedim sen Dünyanın en güçlü çocuğusun dii mii?” diye soruyor.

4) Cite De Science

Çocuklar için hem eğlenceli hem de öğretici bir başka mekan ise burası. Bu fen bilimleri merkezine ilk başta bizimkiler çok isteyerek girmediler. Fakat daha sonra nasıl zorla çıkardığımızı hatırladıkça gülümsemekten kendimi alamıyorum. Planaterium’a girip üç boyutlu gözlüklerimizle uzanarak kendimizi uzay boşluğunda hissettiğimiz sinema salonu, çocuklardan bazılarını ürkütse de büyükleri kesinlikle eğlendiriyor. Basınç ve su gücüyle yaptığımız deneylerden sonra, çocuklar için belli saat aralıklarında açılan bir deney-oyun alanına giriş yaptık. Bizimkiler hayatlarında ilk defa labirente girdiler ve inşaat alanında sünger tuğlaları birbirlerine atip vinç sırası için fransız çocuklarla tartıştılar :). Bu eğlenceli bilim gününün sonunda merkezin mağazasına girdiğinizde yüzlerce çesit evde yapılabilecek deney oyunlarından satın alabilirsiniz. Buraya gitmeden önce cite-science.fr internet sitesinden çocuğunuzun yaşına uygun aktiviteleri bulabilir, gününüzü planlayabilirsiniz. Girişteki bilet sırasını geçmek için yine daha önceden internet üzerinden biletinizi almanızı tavsiye ederim.

3

5) Musee De La Popuee

Seyahatin bir bölümünde kızları olan bir arkadaşımız bize katılınca, yeni bir mekanla daha tanıştık. Bu Dünya’nın en eski oyuncak bebeklerini bile içinde barındıran müzede, çeşitli aktivite atölyelerinde bir bebegi giydirebilir, daha sonra da evinize Paris’ten bir hatıra olarak götürebilirsiniz.

6) Paris Air and Space Museum

Paris’e gidip de eğer çocuğunuz uzay ve uçak meraklısı ise Paris Air and Space Museum’u görmeden gelmeyin. Havaalanı yakınlarındaki bu müze, biraz uzak olsa da ziyarete değer. Mehmet, uzay mekigi ve gezegenlerle oldukça ilgili bir çocuk. O annesini sürekli sorularla boğarken ve Selim bugüne kadar gelmiş geçmiç en hızlı yolcu jeti, efsane Concorde uçağını tekrar uçurmayı planlarken, bizim de bu müzeyi ziyaret etmememiz imkansızdı. Bu müzede hiç beklemediğimiz bir oyun alanı ile karşılaştık. Mehmet bir uzay mekiğinin nasıl harekete geçtiğini oğrendi ve Selim’le Nedim bir kulaklık takıp, kuleden talimat alarak uçakları pistte kalkışa hazırladılar. En sonunda Selim bir simülatore pilot olarak oturdu ve dönüş yolunda yaptıklarını birbirlerine, sanki bütün gün yanyana değillermiş gibi anlatmaktan duramadılar.

4

7) Seine Nehri Kıyısında Piknik

Bunca aktiviteden sonra çocuk menüsü bulunmayan ve dürüstçe söylemek gerekirse, çocukların hoş karşılanmadığı “Parisien” stili restoranlardan sıkılırsanız, Seine nehri kıyısında ufak bir piknik yapıp (tam bir Parisien gibi) ailecek eğlenebilirsiniz. St. Germain’deki Le Bon Marche mağazasının yemek bölümündeki şahane seçenekler arasından güzel bir piknik çantası hazırlayıp (unutmayın pazar günleri kapalı), bir de yere serecek battaniye edinirseniz mükemmel bir piknik yapabilirsiniz.

5

8 ) Batobus

Size her ne kadar turistik ve sevimsiz gelse de, çocuklar için bu teknelere binmek son derece eğlenceli. Hem yürümedikleri için yorulmuyorlar, hem de tüm şehri bir tekneden yavaş yavaş görüp inceleyebiliyorlar. Paris’in eşşiz mimarisini “anne ben yorulduuum”, “daha yürüyecek miyiiiz?” veya “yürümek istemiyoruuum!” gibi yakınmalardan uzak izlemek, sizin için de cazip olabilir. Yanınıza onları oyalaycak bir kaç atıştırmalık ve oyuncak da alırsanız keyiflerine diyecek olmaz.

9) Jardin De Tulleries

Paris’in tam göbeğindeki bu dev park, güzel bir Paris gününde açık havada vakit geçirmek için şahane bir nokta. Toprak alanları, çimenlik alanları, etrafa serpiştirilmiş şık sandalyeleri ve süs havuzları ile Paris’lilerin favori mekanı. Buraya dilerseniz yarım gününüzü ayırabilir, dilerseniz Louvre müzesi çıkısında uğrayabilirsiniz. Müzenin tam önünde yer alan parkın içinde cafeler ve büfeler gibi pek çok yiyecek içecek satan yer mevcut. Biz Louvre tarafından girip cafelerde bir şeyler içip Concorde meydanına çıktık. Orada çocukları bekleyen iki sürpriz vardı. Biri dondurmacı diğeri de iki kişilik bisiklet arabalar. Önce dondurmalarımızı yedik sonra da 20 euro karşılığı bu bisikletlere binip, Champs Elysee ye doğru komik bir yolculuğa çıktık.

10) Euro Disney

Ben ve çocuklar her ne kadar cok bayılmasak da, Paris’e çocukla gelenlerin ilk adresi Disney oluyor. Tabii ki pek çok çocuk için burası bir rüya diyarı. Ama aileler için uzun kuyruklar ve büyük bir yorgunluk anlamına geliyor. Ayrıca eğer bir saatlik yolculukla şehre gitmeyi göze alamıyorsanız ve gece de parktaki otellerden birinde kalıyorsanız, çocuklar pek Paris görmüş olmuyorlar. Listeme burayı da dahil ediyorum ama aslında burayı Paris teki çocuk aktiviteleri arasında saymak bana pek de doğru gelmiyor. Çünkü ne Paris’e ne de Fransa’ya dair görebileceğiniz çok da fazla bir şey yok.

-Yazar: Reyhan Sulyak

Cookies allow us to offer our https://jabiroo.com/ website and our services more effectively. For more information about cookies, you can visit our Cookie Policy.