Haliç kıyısında, Ayvansaray ve Fener semtleri arasında yer alan eski bir Bizans mahallesi olan Balat, belki de İstanbul’un en eski semtlerinden biri. Osmanlı döneminden 1950’li yıllara dek, Sefarad Yahudilerine ev sahipliği yapmasıyla farklı kültürlerin kavşağı haline gelen Balat, yüzyıllardır üç inancın bir arada, hoşgörü içinde yaşadığı canlı bir tarih adeta.
Balat’ın dar sokaklarında gezinmeye başladığınızda sıra sıra dizilmiş ve çoğu Yahudilerin izini taşıyan rengarenk cumbalı evleri, sinagogları, kiliseleri, camileri ve hamamları sizi İstanbul’un tozlu kalan sayfalarından biri olan bu tarihi semti keşfe davet ediyor. Zeki Müren’in içten bir şekilde seslendirdiği Agora Meyhanesi şarkısını Balat’a gelince daha iyi anlıyor insan. Ne de olsa burası agora meyhanesi...
- Orijinal ismi Chora “şehir dışı” anlamına gelen Kariye Müzesi, yapıldığı tarihte Teodosius surlarının dışında olduğundan bu ismi almış. Değişime az uğrayan en fazla fresk ve mozaiğe sahip olan bu müze, mozaikler nedeniyle Hz. İsa’nın mekanı olarak kabul edilmiş. Çoğunlukla pastel renklerden oluşan freskler, kubbede yer alan Meryem Ana ve çocuk ile Bizans kıyafetleri içindeki melekler serisi ile Kariye Müzesi sizi kendine hayran bırakacak.
- Fethiye Caddesi'ne geldiğinizde gidilecek adres tabii ki güzel mozaiklerin bulunduğu Fethiye Müzesi; Bizans Döneminin manastır kilisesi olan Pammakaristos III. Murat döneminde camiye dönüştürülerek Fethiye adını almıştır. Kuzey Kilise halen camii olarak kullanılmaya devam ederken; ek kilise duvarları XIV. yüzyılın mozaikleri ile süslüdür.
- İsmail Ağa Camii Sokağı'na geldiğinizde; bugüne kadar eğitimi kesintisiz sürdüren, “Kırmızı Mektep” veya “Kırmızı Kale” olarak bilinen 1454 yılında kurulan Fener Rum Erkek Lisesi karşınıza çıkıyor. Osmanlı Dönemi'nde büyük bir önem arz eden okuldan mezun olmak, Osmanlı tebaasının imtiyazlı kişileri arasında dahil olma anlamını taşıyormuş.
- Lisenin hemen yakınında İstanbul'da Osmanlı döneminde camiye çevrilmeyerek Rumların ibadetine bırakılmış, Bizans döneminden kalma tek kilise olan ve 11. yüzyıla dayanan hikayesiyle etkileyen Meryemi Kilisesi bir diğer adıyla Kanlı Kilise günümüzde de ibadete açık. Fener’in Firketeci Sokağı’nda yer alan bu tarihi kilisedeki mozaikler ve 10 asırlık geçmişi sizi etkileyecek.
- 15. yüzyılın başlarında Makedonya’nın Ohri kasabasından göç eden Yahudilerin yaptığı Ahrida Sinagogu 15. yy’da inşa edilmiştir. Romanyotların Sefaradların altında asimile olmalarıyla zamanla Sefarad sinagogu haline gelmiştir. Dua kürsüsü bir gemi pruvasını andıran yapının avlusunda ayrıca bir okul bulunmaktadır. Sabetaycıların peygamberi Sabetay Sevi'nin İstanbul'da ibadet etmek için ziyaret ettiği tek sinagog olma özelliği taşıyan Ahrida Sinagogu bugün de İstanbul'daki en geniş kapasiteli sinagogdur.
- Haliç Kıyısı'na doğru birkaç dakika yürüdükten sonra Leblebiciler Sokağı'nda, çeşitliliği ve dağınık planından dolayı bizden önceki nesillerin Çıfıtçı Çarşısı olarak isimlendirdiği Balat Çarşısı yer alıyor. Burada eczaneden yorgancıya, manavdan plakçıya, ayakkabı tamircisinden şekerciye, kasaptan soba satan dükkana kadar tam anlamıyla " her şey" var.
- Balat Çarşısı’nda “Hepsi Hikaye” adında bir Cam Atölyesi yer alıyor. Bu atölyedeki işlere bakarken karşı dükkandan gelen tınılara kulak verin, çünkü burada bulunan plakçıya gittiğinizde kendinizi başka bir dönemin oyuncusu gibi hissedeceksiniz.
İstanbul'un tarihi dokusunu hissettiren bir koleksiyon: ODDA Koleksiyonu