Floransa ya da Bir Rönesans Kentinde Modern Zamanın Ruhunu Yakalamak…

Birbiriyle sırt sırta yükselerek ve tarihe ev sahipliği yapmış Floransa binaları, bir kale duvarı gibi ilerleyerek; girift, dar ve günün her saati loş sokakları belirler… Kimi zaman klostrofobi duygusu yaratsa da bu sokaklarda bir modern zaman ruhu olarak gezinmek pek nadir yakalanabilecek bir haz sunar. Floransa, doğu bölümünde ortaçağ mimarisi geri kalan bölümünde ise Rönesansı hala canlı biçimde yaşayabileceğiniz neredeyse yegane Avrupa şehridir.

 

Birbiriyle sırt sırta yükselerek ve tarihe ev sahipliği yapmış Floransa binaları, bir kale duvarı gibi ilerleyerek; girift, dar ve günün her saati loş sokakları belirler… Kimi zaman klostrofobi duygusu yaratsa da bu sokaklarda bir modern zaman ruhu olarak gezinmek pek nadir yakalanabilecek bir haz sunar. Floransa, doğu bölümünde ortaçağ mimarisi geri kalan bölümünde ise Rönesansı hala canlı biçimde yaşayabileceğiniz neredeyse yegane Avrupa şehridir. 

Bu daracık sokak aralarında ya da sokakların kesişmesiyle oluşan irili ufaklı meydanlarda karşınıza hiç aklınıza gelmeyecek dükkanlar ya da galeriler çıkabilir. Örneğin; kilise ya da müzelerin demirbaşları, Rönesans heykellerinin replikalarını yapan bir heykel atölyesi…
Camekanına alnınızı dayayarak, heykeltraşın nefes kesen çalışmasını dakikalarca izleyebilirsiniz… Ya da tasarım kıyafetler satan bir butiğin vitrininde sıkılıp arkanıza döndüğünüzde; duvarında Dante Alighieri'nin burada yaşamış olduğuna ilişkin bir tabelayla burun buruna kalabilirsiniz. Eğer oyalanmaya biraz zamanınız olursa 1265 yılında doğan Floransalı şairin, edebiyat tarihinin en büyük yapıtlarından sayılan ahirete yapılan bir yolculuğu anlattığı İlahi Komedya’yı nasıl bir zaman ve mekan ortamında vücuda getirdiğini hissetme şansını yakalayabilirsiniz.

Basilika di San Lorenzo‘nun karşısında yer alan bir sıra sandaletçiyi görmeden geçmemek gerek. El yapımı sandaletler; ham deriden orijinal Latin sandaletlerinden lame, dore ya da çeşitli renklere boyanmış değişik tasarımlara doğru çeşitlilikler sunuyor. San Lorenzo zaten el işleri, hediyelikler, sebze meyve, şarküteri, dondurma, atıştırmalık vb. ne ararsanız bulunabilecek gayet keyifli bir pazar yeri.

Rönesans sanatının mabedi Uffizi, bakımsız kalmış cephesiyle hala bir dünya hazinesi. Rönesans ustalarının başyapıtlarına ev sahipliği yapan galeri, Floransa’nın olmazsa olmazı.

1

Her şehir bir ya da birkaç alemet-i farikasıyla akla gelir. Floransa‘nın alamet-i farikası kimilerine göre hala şehrin en yüksek ve görkemli yapısı olan Duomo olabilir ama benim için kesinlikle Ponte Vecchio (Eski Köprü)'dur. Arno nehri üzerindeki bu köprü, Rönesans’ın öncülerinden Giotto’nun öğrencisi Tadeo Gaddi tarafından 1345 yılında tasarlanmış olup halen Floransa’nın en eski ve özgün köprüsüdür. Alışılagelmiş köprü anlayışının dışında bir alışveriş sokağı gibi planlanmış olan köprünün üzerinde farklı dönemlerde farklı atölyeler ve dükkanlar faaliyet göstermiş. Köprünün bugünkü konukları kuyumcular, sokak ressamları ve dondurmacılar (İtalya'da ‘’Gelateria’’ların neredeyse hepsi ‘’dünyanın en iyi dondurmasını yaptığını’’ iddia eder, siz içinizden gelen sesi dinleyin, genellikle hayal kırıklığı yaşamazsınız.)

Floransa’ nın en görülesi ama aynı zamanda da en kaçılası yerlerinden biri Piazza della Signoria dır. Neptün çeşmesi, Palazzo Vecchio, Çan Kulesi ve onlarca heykeliyle cidden büyüleyici olan meydan, turistlerin ve dolayısıyla işporta satıcılarının en yoğun olduğu bölgedir. Dolayısıyla meydanın tadını çıkarmak için insan trafiğini göz önünde bulundurmakta fayda var.

Floransa’da yoğun bir günün sonuna doğru ille yapılması gereken 3 şey vardır: Santa Maria Novella Kilisesi’nin karşısındaki çayırda ayakkabılarınızı çıkararak uzanmak, küçük bir kafede espresso içmek ve bir prosecco ile serinlemek…

Siz de İtalya'da muhteşem bir tatil deneyimi yaşamak istiyorsanız, tıklayın!

-Yazar: Nur Başnur

Cookies allow us to offer our https://jabiroo.com/ website and our services more effectively. For more information about cookies, you can visit our Cookie Policy.