Tasarım hayatımızın her alanındaki varlığını giderek daha fazla hissettiriyor. Dekorasyondan, spora, seyahatten, giyim kuşama her alanda tasarım öncelikle kendimizi özel hissettiriyor. Tasarımı ulaşılabilir kılmak da tasarım severler için en önemli konulardan biri. Birçok tasarımcıyı ve tasarım markasını bir araya getiren online alışveriş ve keşif platformu hipicon, kullanıcılarına özenle seçilmiş, özgün ve farklı ürünler sunuyor. hipicon, seyahat tasarımının öncüsü Jabiroo için İstanbul’un en iyi tasarım noktalarını belirledi, biz de gidip denedik ve izlenimlerimizi sizlerle paylaşalım dedik.
- Sanayi 313
Maslak Oto Sanayi’de bambaşka bir dünya burası. Sanayi 313 tasarım, moda, iç mimari, müzik, yemek ve sanatı ortak bir alanda buluşturan İstanbul’un en farklı buluşma noktalarından biri. Emir ve Amir Karavil kardeşlerin oluşturdukları bu mekan alternatif bir yaşam arayışı içinde. Mekânın mimari tasarımı, Enis Karavil’e ait. Tam bir takım ruhu işi olan Sanayi 313’te yönetimde Amir Karavil’i tasarım ve modada Serena Uziyel’i mutfakta ise Müge Ergül’ü görüyoruz. Bahçeye açılan giriş katında Şef Müge Ergül’ün lezzetlerinin servis edildiği restoran bölümü ve pek çok markadan özenle seçilmiş, mobilyadan aksesuara, ev tekstilinden giyim kuşama pek çok ürünün bulunduğu bir açık dükkân, üst katında ise bir tasarım ofisi yer alıyor. Mekândaki yurt dışından seçilen özel ürünler hariç her detay, Enis Karavil ve Atelier 313 adı altında çalışan tasarım ekibinin eseri.
- Gram Pera
Beyoğlu’nda Meşrutiyet Caddesi üzerinde sağlıklı yemek yemek isteyenlerin tek adresi diyebiliriz. Ünlü aşçı Didem Şenol’un ikinci adresi olan Gram Pera’nın iç mekanı da en az yemekleri kadar sizi büyülüyor. Tanoz tavanları olan mekan eski bir su yolu kemeriymiş. Taş duvarlarına dokunulmadan tasarlanan iç mekanda ‘’birlikte yemek yemek’’ adına kocaman bir yemek masası var. Seçtiğiniz sağlıklı yemekleri alıp, bu kocaman masaya kurulup, hem sağlıklı bir şeyler yemenin hem de masanızın yeni insanlarla tanışmanın tadını çıkarabilirsiniz. Yemek saatleri dışında “Patiserrie” tarzı reyonunda tatlı ve sandviç seçenekleri de göz alıcı.
- Studio- X
Columbia Üniversitesi’nin girişimiyle Fındıklı ve Tophane arasında açılan Studio- X için bir ‘şehir laboratuvarı’ diyebiliriz. Studio X ‘in kuruluş amacı ise konusunda uzman kişiler, sanatçılar, vatandaşlar ve belediye yetkililerini bir araya getirip şehre dair konular hakkında düşünmek, yenilikçi ve yaratıcı yöntemler geliştirmek. Studio-X Istanbul, New York, Amman, Bombay, Pekin, Rio de Janerio, Johannesburg ve Tokyo'daki Studio-X'lere eklenen ve ağı tamamlayan son merkez bu arada. Süreli sergiler, yarışmalar, atölye çalışmaları, yayınlar, gösteriler ve paneller düzenleniyorlar. Kentin gelişimi için yeni fikirler üretmek için harika bir dinamizme sahipler. Yolunuz düştükçe kapısını çalın!
- Külhanbeyi
Asmalı Mescit’te gizemli girişi ile ‘’gizli bar’’ deneyimi yaşatan nefis bir kokteyl mekanı Külhanbeyi. Burası tam da adının anlamı gibi bir Külhanbeyi. “Osmanlılarda hamam ocağının sürekli yanmasını sağlamak için ocağa kömür atan kişi”ye denenen Külhanbeyi, burada eğlencenin ateşini körüklüyor. Dekorasyonu sizi yüz yıl ötesine götürüyor. Sadece 25 kişiyi ağırlayabilen Külhanbeyi’nin kokteyl isimleri isi çok ilginç. Balkonsuz ev, göbeksiz erkek olmaz” kokteylinden tutun, Are you kola?, Are you disco?’ya, Boş Mezar Buldun Gir’den, Uyan da Balığa Gidelim’e kadar pek çok ilginç ve leziz kokteyl, iyi müzikle buluşmuş.
- Salt
Hem İstiklal Caddesi’nden hem de Galata’dan tanıyoruz onu. 2011 yılında açılan SALT’ın Galata’daki binası eski Osmanlı Bankası koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor ve daha klasik sergilerin durak noktası. Beyoğlu’nda ise çağdaş sanat ağırlıklı eserlere yer veriyor. Mimar Han Tümertekin liderliğindeki ekibin 19. yüzyıla ait iki tarihi binayı yeniden hayata geçirdikleri bina başlı başına mimari bir görsel şölen. Salt, galeri özelliği dışında oditoryum, sinema ve açık arşiviyle diğer galerilerden ayrılıyor.
- The Gourmand Galata
Galata’nın en sevilen sokaklarından Serdar-ı Ekrem’de şarküteri ürünlerinin en tazesini, unluların en mis gibi kokanını bulabileceğiniz sevimli bir mekan. Daha çok Fransa’da gördüğümüz gurme market-şarküteri-kafe üçlü konseptinin başarılı bir örneği olan The Gourmand’ta başta ahşap panjurları, keyifli çizimlerle süslenmiş vitrini gözünüzü alıyor. İçerideki sıcaklığın sebebi ise dekorasyonlarında kaçındıkları endüstriyel tasarımdan uzak durup, ahşap kullanmaya özen göstermeleri. Şimdilerde bahar dalları da penceredeki yerini almış. Nefis kahvaltılar ve keyifli buluşmalar için ideal.
- Gravite Coffee
Nişantaşı’nda Amerikan Hastanesi’nin tam karşısında duruyor ve sizi içeriye uzun uzun oturup dinlemeye davet ediyor. Laptopunuzu nu alıp gelirsiniz, yoksa geniş dergi seçkisinden derginizi seçip başköşeye mi kurulursunuz size kalmış ama Gravite Coffee, uzun uzun oturmanız için elinden geleni yapmış. Unsuz kekleri, sandviçleri ve özenle hazırladıkları 3rd wave kahveleri ile ev sıcaklığını iyi lezzetlerle birleştiriyorlar.
- Arter İstanbul
Yine İstiklal Caddesi üzerindeki bir diğer galerimiz Arter, çağdaş sanat sergilerini bir araya getiren ve genç sanatçıları destekleyen bir sanat alanı. Vehbi Koç Vakfı'nın geliştirdiği ve desteklediği bir proje olan Arter’de sergilerin yanında sanatçı söyleşileri ve ufak çaplı da olsa eğitim aktiviteler düzenleniyor. Ağırlıklı olarak politik tabanlı çağdaş sanatçıları ağırlayan galeri, bulunduğu binanın mimarisi ile birlikte çağdaş, soyut, keskin, zıtlaşan, izole, bağımsız, şık, eşsiz, özgürlüğünün sayesinde orijinal ve aynı anda biraz da sabit bir görsel dünya sunuyor.
- Karaköy Junk
Eskici, antikacı vintage dükkan gezmeyi sever misiniz? O halde Karaköy Junk’a uğramanızda fayda var. Neon ışıklı bir eskici dükkânı burası. Daha önce gezdiklerinize benzemiyor olabilir. İçeride yok yok… Uzun seneler Londra’da yaşayan Aslı Uzun’un Londra’daki bit pazarlarından ve müzayedelerden topladığı yüzlerce parça sahneye çıkmış burada. Kült sanatçılardan eserler, vintage objeler, dev aynalar, ahşap sandıklar, daktilolar ve daha ne ararsanız. Satın alabileceğiniz öyle çok şey var ki. Burası tam bir eski eşya karnavalı. Ayrıca organizasyonlar için de kiralanabiliyor.
- Soho House Istanbul
Dünyada önemli şehirlerde özel üyelik sistemiyle hizmet veren Soho House’un İstanbul’daki evi Tepebaşı'ndaki eski Amerikan Konsolosluğu. Konseptiyle kente farklı bir soluk getiren Soho House İstanbul, şehrin en çok konuşulan adreslerinden biri. Soho House İstanbul, Palazzo Corpi, Annex, Chancery ve Glass Building olmak üzere dört bina üzerine kurulu. 1873 yılında inşa edilmiş Corpi Sarayı,Neo-rönesans stilinde inşa edilmiş olup, Soho House tasarım ekibi tarafından eski görkemine kavuşturulmuş. Herkese açık İtalyan restoranı Cecconi’s ve The Glass Building'in içinde yer alan The Allis Istanbul, kısa sürede şehrin keyifli yemek ve dinlence duraklarından ikisi olmayı başarmış. Çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapan Soho House İstanbul, tüm özellikleriyle ilham verici.
- Müz, Çukurcuma
Her ne kadar kapalı bir mekan da olsa, sizi bir botanik bahçesinde ağırlıyor Çukucuma’daki Müz. Doğadan ilham alıp, onu günlük yaşama taşıyan Müz, sıra dışı bitkiler, yalın malzemeler ve doğal objelerden oluşturdukları tasarımları sergilemekle kalmıyor ödüllü üçüncü dalga kahvecilerden Petra Roasting Co. ‘nun kahvelerinin tadına bakabilmenize de olanak sağlıyor. Şehrin içinde bahçe konseptiyle yeşil bir alan yaratan Müz, botanik tasarımlar ve sıra dışı bitkilerin hayranı herkesi bir kahveye bekliyor.