Modern zamanların ilham perileri: Göçmen ruhlu beyaz yakalılar

Modern zamanların en romantik ütopyası, dev plazalarda bazen sıkılarak bazen yoğun strese maruz kalarak çalıştığımız işlerimizi bir anda geride bırakıp “gerçekte” yapmak istediklerimize yelken açmak. Kiminin hayali, Ege’de küçük bir otel işletmek, kimininki çocukluk günlerini yad edercesine toprağa ve doğaya dönmek olsa da çıkış noktası hep aynı: Yeni deneyimler ve “yeni bir ben” fikri!

 

Modern zamanların en romantik ütopyası, dev plazalarda bazen sıkılarak bazen yoğun strese maruz kalarak çalıştığımız işlerimizi bir anda geride bırakıp “gerçekte” yapmak istediklerimize yelken açmak. Kiminin hayali, Ege’de küçük bir otel işletmek, kimininki çocukluk günlerini yad edercesine toprağa ve doğaya dönmek olsa da çıkış noktası hep aynı: Yeni deneyimler ve “yeni bir ben” fikri!

Mevcut hayatı geride bırakarak, başka bir döngüye girmektense her gün yenilenmeyi seçen modern zaman seyyahları ise bize göre, bu romantik ütopyanın hakkını en iyi verenler. İşte dünyayı gezmeyi en büyük aşk sayan Jabiroo ekibine ilham veren 2 modern zaman seyyahının öyküsü:

“Artık hiç olmadığım kadar zenginim!”

Güney Kaliforniya’da yılda 200 bin Dolar maaşla çalışan yatırım bankacısı Kristin Addis, 2012 yılında bir anda istifa ederek yeni hayatına yelken açanlardan. Eski hayatında mutlu olmadığını söyleyen Kristin, yıllık 14 günlük ücretli iznin ne kadar trajik bir hak olduğunu fark ettiği gün istifa dilekçesini hazırlamış.

“Seyahat etmek için çalışıyordum ancak hayalini kurup parasını karşılayabileceğim seyahatler için asla yeterli zamanım olmuyordu. Ve bu çok saçmaydı!” diyen Kristin, daha az tüketerek daha çok gezebileceği bir model geliştirmeye başlamış ve kısa süre sonra Bangkok’a tek yön bir bilet almış.

Güneydoğu Asya gezisi boyunca yaşadıklarını ve tek başına seyahat eden bir kadın gezgin olma deneyimini bloğunda anlatan Kristin, karşılaştığı yoğun ilgiyi bir de kitapla taçlandırmış! Blogunda yaptığı affiliate satışlar, marka iş birlikleri, sponsorluklar ve kitabından elde ettiği gelirin bankacılık zamanında kazandığının yarısından az olduğunu belirten Kristin “Artık her zamankinden zenginim! Çünkü seyahat özgürlüğüme sahibim!” diyor.

“Seyyahlık meğer genetik kodumda varmış”

Seyahat bloglarının sıkı bir takipçisiyseniz Nomadic Matt’i mutlaka tanırsınız. Yıllardır dünya üzerinde gezilmedik yer bırakmayan Matt de bu noktaya gelene kadar zorlu yollardan geçmiş:

Boston’da büyüyen ve ekonomi alanında lisans ve MBA yapan Matt, her Amerikalı genç gibi eğitimini tamamladıktan sonra iyi bir kurumsal şirkete kendini attıktan sonra, bir süreliğine 14 günlük yıllık izinlerle mutlu olmaya çalışmış. Ancak bu izinlerde dünyayı görüp keşfettikçe istediğinin tatilden çok daha fazlası olduğunu kavrayan Matt, asıl ilgisini çekenin farklı kültürler ve insanlar olduğunu fark etmiş.

2005 yılında Tayland’a yaptığı gezi ise Matt için bir dönüm noktasından farksız. Burada tanıştığı sırt çantalı gezginler sayesinde, seyahat etmenin aslında düşündüğü kadar pahalı bir şey olmadığını öğrenen Matt bu süreci “Amerika’ya döndüğümde artık eski ben değildim” şeklinde tarif ediyor.
Amerika’ya döner dönmez işten istifa eden Matt’in o dönem en çok kafa yorduğu konu, günde 50 Dolar’lık bütçe ile dünyayı gezmekti ve bugün o, 80’in üstünde ülkeyi bu şekilde gezmiş biri!

Kendini “Travel hacking” adı verilen akımla, ucuz seyahatin sırlarını çözmeye adayan Matt, bu konu üzerine bir de kitap yazdı ve şu an dünyanın en çok okunan seyahat bloglarından biri olan nomadicmatt.com’un sahibi. Matt’in, samimiyeti ve eğlenceli içerikleri ile beğeni toplayan bloğu sayesinde, iş birliği yaptığı markalar arasında Lonely Planet, Qatar Airways ve hatta THY bulunuyor!

Cookies allow us to offer our https://jabiroo.com/ website and our services more effectively. For more information about cookies, you can visit our Cookie Policy.