Nişantaşı’nın Sessiz Çocuğu Topağacı’nın Yükselişi

Yıllardır, sessizliğini ve sakinliğini koruyan Teşvikiye – Topağacı hattında son birkaç yılda açılan kafe ve barlar, galeriler, tasarım butikleri aldı başını gidiyor. Nişantaşı’nın yüksek topuklarının yerini sneakerslara bıraktığı bu yeni bölgede neler yok ki?

 

İstanbul’un enerjisi düşmeyen semti Nişantaşı’nı moda ve alışverişin kalbi, yeme-içme piyasasının çekim merkezi, lüks markaların durağı ve vb. betimlemelerle tanımlayabiliriz. Her zaman gözde, her zaman çekici ve her zaman merak edilen olmayı başaran Nişantaşı’nın arka sokaklarında ise bambaşka ve beklenmedik bir dönüşüm başladı. Yıllardır, sessizliğini ve sakinliğini koruyan Teşvikiye – Topağacı hattında son birkaç yılda açılan kafe ve barlar, galeriler, tasarım butikleri aldı başını gidiyor. Nişantaşı’nın yüksek topuklarının yerini sneakerslara bıraktığı bu yeni bölgede neler yok ki? Leziz bir kahve içmek isteyen de, Urfa mutfağını merak eden de, barda birasını içip sosyalleşmek isteyen de burada. Her biri farklı ve kendine özgü karakteriyle yola çıkan mekânlarıyla Teşvikiye-Topağacı rehberi…

  • La Pâtisserie Lune

Patisserie La Lune

Nasıl anlatsam? Sanki Charlie’nin Çikolata Fabrikası filmini andıran yeni bir filmin çekimlerine denk düşmüşüm gibi hissettiğim doğrudur. Bir şekerleme kadar tatlı ve kesinlikle baştan çıkarıcı olan La Pâtisserie Lune, taze makaronları ve pasta çeşitleriyle gönlümü fethetti. Her gün taze hazırlanan ürünleriyle misafirlerini kendine hayran bırakan patisserie, tatlıya hayır diyemeyenler için hem bir ödül hem de bir ceza adeta. Tatlı sınırlarınızı zorlayacağınız bu sevimli mekânın asıl sürprizi ise arka bahçesi. Özellikle hafta sonu uzun kahvaltılarla başlayıp, taze tatlılarla güne devam etmek için daha iyisi olamazdı!

  • MOC

 MOC

Ben, Onur Baştürk’ün paylaşımları sayesinde haberdar oldum bu artisan kahve dükkânından. Geç kalmış olabilirim, haklısınız ama geç olsun güç olmasın! MOC (Ministry of Coffee) her şeyden önce tarzı ve ferahlığıyla ilk bakışta dikkatleri çekmeyi başarıyor. Şehirli ama kasıntı olmayan, samimi ve stil sahibi mekân elbette bir “kahve krallığı”. Üç ortaklı kahve dükkânının ortaklarından Sam Çeviköz, 30 yıllık kahve tecrübesi ve bilgisiyle kasıp kavuruyor adeta. Kolombiya, Kosta Rika, Meksika, Peru, Panama ve Kenya gibi dünyanın "bize göre" uzak yerlerinden getirilen kahve çekirdekleri burada kavruluyor. Çeviköz, kahve çekirdeğinin iyi bir kahve için yeterli olmadığını, harmanlamasının çok iyi olması gerektiğini de her fırsatta dile getiriyor.

  • Union 22

Union 22

Bir restoran mı? Peki, bir mağaza mı? Peki, sergi alanı? Evet, hepsi. Kafe-bistro, sergi yeri ve butik temalarını buluşturan Union 22 güzel yemek, iyi müzik, sıcak ortam arayan tüm şehirlileri bekliyor. İki yakın arkadaşın uğurlu sayısı "2" olunca ve 22 numerolojide birliği, başlangıcı temsil edince mekânın adı da Union 22 oluyor haliyle. Sokak yemeklerinden esinlenerek oluşturulan menüsü iddialı, her damak tadına uygun bir lezzetleri var. Menünün içecek bölümündeki kokteylleri ise yemek menüsünden de iddialı. Yerli ve yabancı tasarımcıların unisex parçalarının yer aldığı butiğinde parçalar sınırlı sayıda getirtiliyor. Union 22'nin son sürprizi ise alt katındaki mini kulübü ve vaat ettiği eğlencesi!

  • Divine Brasserie&Jazz Club

Divine Brasserie & Jazz Club

Bazı yerler, tasarımı ve ruhuyla öyle bir bütünlük oluşturur ki, sizi olduğunuz yerden alıp bambaşka iklimlere ve kültürlere sürükleyebilir. Kapısından girdikten sonra Nişantaşı'ndan çıkıp usizi uzaklara götüren Divine Brasserie & Jazz Club sıcak, samimi ve kesinlikle güzel tınıları olan bir mekan. En kötü ruh halinde olsanız bile sizi yükselten bu mekânın şarap ve peynir menüsü de yemek menüsü de canlı Jazz performansları da övgüyü hak ediyor. Ihlamur Yolu'nda kendi dünyasını yaratan bu kulübe gitmek şart.

  • Kozmonot

Kozmonot

“Topağacı dendiğinde aklınıza ilk gelen yer neresi?” diye sorulsa ben hiç düşünmeden Kozmonot derdim. Tasarım derdi olmadan her detayı uyum içinde, havalı bir dekorasyonla buluşturmayı nasıl başardıklarını düşünmeden edemiyor insan. Soğuk Savaş Yıllarından ilham alınan Kozmonot ismini Uzay'a ilk giden kozmonot Yuri Gagarin'den almış. Duvarı süsleyen kozmonot resmi, uzay mekiğini andıran tuvaletleriyle isminin hakkını veriyor. İddiasız gibi görünüp büyük bir iddiaya sahip olan Kozmonot’ta, farklı ülke biraları ve barında hazırlanan kendine özgü kokteyllerinin yanı sıra atıştırmalık tabaklarının lezzeti de bir başka doğrusu.

  • Gravité

Gravité

Kahveyi ticari boyuttan çıkarıp tıpkı şarap gibi çekirdeğinden, yetiştiği bölgeye ve harmanlanmasına kadar detaylı bir şekilde inceleyen ve kahve severlere sunan Gravité hem lezzetli kahveler hem de organik tatlı ve kurabiyeleriyle gönlümüzü kazandı. Ahşap ve metalin bir arada bir ev sıcaklığı yaratacağı düşüncesi başta uzak gelse de mekâna girdiğinizde samimi atmosfere siz de hayret ediyorsunuz. Barista alanı ve oturma bölümü özenle dekore edilen Gravité, kahve tutkunları için yeni bir mabet.

  • Level Up

Level Up

Sağlığına ve vücuduna dikkat edenlerin ilk önce keşfettiği Level Up, New York tarzını yansıtan bir sağlık durağı. Vegan lezzetleri ile öne çıkan, hafif yiyecek ve içecekleri menüsüne ekleyen Level Up'a öğle arası, yemek öncesi, spordan önce veya sonra gidebilirsiniz. Geçerken uğrayıp, hemen bir çim suyu bile içebileceğiniz mekânın en iddialı olduğu alan ise smoothie'leri. 10 farklı smoothie çeşitleri hindistan cevizi sütünü, zencefili, muzu, keten tohumunu eksik etmiyor.

  • Grandma

Grandma

Beyaz ve ahşabın sıcaklığıyla daha ilk bakışta gönlümüzü çelen Grandma’nın varlığı, mekân sahibinin anneannesinin ekmek yapma serüveninden etkilenmesiyle doğmuş. Uzun barında sıralanan çeşit çeşit kekleri, kurabiyeleri, sandviçleri ve salataları görüp de etkilenmemek imkânsız! Çavdar, tam buğday, organik beyazdan yapılan ekşi mayalı ekmekleri ise Grandma’nın favorileri. Kendinizi ödüllendirmek istediğiniz bir gündeyseniz Grandma’ya gelmenizi, canınızın her çektiğini yemenizi şiddetle tavsiye ederiz!

  • Ar-Ruha

Ar-Ruha

İstanbul’un en iyi lahmacunlarından birini Topağacı’nda yiyeceğinizi söyleseler inanır mıydınız? Cevabınız ne olursa olsun Ar-Ruha Urfa’nın yöresel lezzetlerini başarıyla sofranıza taşıyor. Dışarıdan baktığınızda modern bir mekân havasında olan ama içeri girdiğinizde yöreselliği dekoratif detaylarla yansıtan Ar-Ruha’da ilk önce lahmacun siparişi vermelisiniz. İçli köfte, patlıcanlı kazan kebabı, yağlı yumurtalı çiğ köfte, tepside soğan kebabı ise menünün diğer yıldızları.

  • Tost Bildiklerim

Tost Bildiklerim

Beton görünümlü duvarları, metal detayları ve gri-antrasit rengin hâkimiyeti bir tostçu için fazla iddialı görünebilir ama Tost Bildiklerim'in amacı zaten ezber bozmak! Biz tostu kaşarlı ve sucuklu bilirdik ama şimdi somonlu veya avokadolu tostlarla tanışma sıramız geldi. İki katlı olan bu minik kafede 20 çeşit tost bulunuyor. Sizinle her birinin adını paylaşmak isterdim ancak burada hiçbir ürünün bir adı yok. Her tostun bir rakamı var ve mekânın baş harfleriyle birleştirilmiş. Bir kod uzmanı edasıyla verdiğiniz siparişinizden çıkan her lezzet sizi şaşırtmayı başarıyor.

Cookies allow us to offer our https://jabiroo.com/ website and our services more effectively. For more information about cookies, you can visit our Cookie Policy.