Fransa’nın güneydoğusu için doğanın, sakinliğin ve sükûnetin adresi desek doğru ifade etmiş oluruz ama eksik kalır. Provence Bölgesi kendi içinde ayrılan küçük bölgelerinde tarihi kalıntıları, doğal parkları, lavanta tarlaları, sanat müzeleri, birbirinden romantik otelleri, gurme duraklarıyla hiç bitmeyen bir yolculuk gibi. Her taşın altından sizi etkileyecek bir hikaye ve ürünü veya manzarayı göreceğiniz bu bereketli topraklar için seyahat planı yapıyorsanız bu beş kasabayı mutlaka listenize eklemelisiniz.
1- Les Baux-de-Provence
Les Baux-de-Provence'ın kültürel miras listelerinde yer almasında iki büyük etiketin önemi var. Fransa'nın En Güzel Köyleri ve Lezzetli Gıda Üstün Merkezleri arasına girmeyi başaran kasabanın büyülü bir yanı var. Dar sokakları, minik ama bakımlı meydanları, kiremit çatılı Provans stili evleri ve küçük dükkânlarıyla kirli ellerden köşe bucak saklanmış duru bir güzellik. Çevre kasaba ve bölgeleri de kolaylıkla gezip dolaşacağınız Les Baux-de-Provence'ın birbirinden güzel butik otellerinde konakladığınız her gün kendinizi daha özel hissedeceğinize şüphe yok.
2- Gordes
Fransa'nın En Güzel Köyleri listesinde yer almasıyla övünen Gordes, Provence'ın anlata anlata bitirilemeyen özgün kasabalarından yalnızca biri. Arnavut kaldırımlı dar sokaklar arasında yürürken kayalıklar üzerine inşa edilen taş evleri sanki bin efsaneler masallarını fısıldıyor kulaklarınıza. Uzun geçmişine nice fetihler ve kayıplar sığdıran küçük ama hikayesi büyük olan Gordes Kalesi bugün Belediye Binası'na ve ressam Pol Mara'nın eserlerini barındıran müzeye ev sahipliği yapıyor. Gordes'un bir diğer çekim noktası ise Abbaye Notre-Dame de Sénanque. Bu manastırı görmeden kasabadan ayrılmayı aklınızdan bile geçirmeyin!
3- Saint-Rémy-de-Provence
Provence'ın kalbinde, tüm sıcaklığı ve çekiciliğiyle, "Bir ev alıp, buraya yerleşmeliyim" hissini uyandıran St. Rémy de Provence küçük, samimi, doğal mı doğal bir kasaba. Tipik Provence bölgesinin yaşantısını, evlerini bulacağınız kasabanın taş sokaklarında öylesine gezinmek bile o kadar keyifli ki başka bir aktiviteye bile ihtiyaç duymayabilirsiniz. Yüzyıllık ağaçların gölgesindeki mini meydanları, sanat galerileri ve dükkanlarıyla bir masal kitabından alınan bölüm hissini uyandırıyor. Bölge mutfağını yakından tanıma imkanı veren kafe ve restoranlarda keyifle yemeğinizi yiyin, turizm ofisinden alacağınız bilgilerle çevreyi dolaşın. Hayatın tadını çıkarın!
4- Mougins
Palmiyeler ve zeytin ağaçları arasında kalmış, tam anlamıyla "hiç bozulmamış" bir Ortaçağ köyü olan Mougins, Cannes'a yalnızca 15 km mesafede. Özellikle sezonda Cannes'ın kalabalık ve hareketli yaşamından uzakta ama şehire yakın olmak isteyen seyahat severlerin vazgeçemediği Mougins düzeniyle bir çemberi andırıyor. Picasso'nun yıllarca yaşadığı kasabanın tarihi dar sokaklarını yürüyerek bu güzel kasabayı kolayca dolaşabilirsiniz.
5- St. Paul de Vence
Ortaçağ surlarıyla çevrili tarihi bir Provence kasabası daha karşınızda: St. Paul de Vence! Provence'ın kasabaları birbirlerine benziyor, evet çünkü hepsi Ortaçağ düzenini, mimarisini korumaya başarmış. Provence'ın tepe noktalarından birinde kurulan St. Paul de Vence tabiri caizse son derece şirin bir kasaba. Kartal yuvasından seyrettiğiniz yemyeşil manzaralar, küçük yüzölçümüne rağmen sizi şaşırtan sanat galerileri, kafeleri ve dükkânlarıyla hiç de küçümsenmeyecek bir çekiciliğe sahip. Dünyaca öyle bulunmuş olacak ki, kasabaya yılda 2,5 milyon ziyaretçi geliyor. Kasabanın huzur veren sokaklarında dolaşırken gözünüze çirkin gelen bir şey bulmaya çalışmayın çünkü bulamazsınız!