Her yeni bir film, sizi başka ülkelere, kültürlere, başka hayatlara geçici de olsa misafir eder. Bazen öyle filmler vardır ki, ekranda ‘ SON’ yazısını görür görmez bavulunuzu hazırlayıp, seyahate gitmek, izlediğiniz sokaklarda dolaşmak isterseniz. Biz de bu kez, bize ilham veren en keyifli seyahat filmlerini yazdık. Jabiroo.com’a göre seyahat etmeden önce izleyebileceğiniz ve seyahatiniz hakkında fikir sahibi olabileceğiniz ilk 10 film:
1 - Amelie
Audrey Tautou’nun başrolde olduğu Amelie filmi, Paris'in en ünlü bölgesi Montmarte'da geçiyor. Jean-Pierre Jeunet filmi. Fransız yapımı bu romantik komedi, Jeunet ve Guillaume Laurant tarafından yazılan, yönetmen koltuğunda Jean-Pierre Jeunet'nin oturduğu bu romantik komedide modern Paris hayatının idealize edilmiş, alaycı bir yorumunu izliyoruz. Paris'in bohem ve romantik sokaklarında geçen filmi izleyip Paris'e bir kez daha aşık olmamak mümkün değil. 130 metre ile Paris'in en yüksek noktası olan Monmartre'dan Paris manzarasını doyasıya izleyebilirsiniz.
2 - Dünyanın Uzak Ucu
Tanık, Ölü Ozanlar Derneği, Korkusuz gibi iz bırakan filmlerin yönetmeni Peter Weir'ın filmi ‘Master and Commander’, Türkçesi Dünyanın Uzak Ucu, 1805 senesinde, Napolyon Savaşları devam ederken Pasilik açıklarında bir İngiliz Crowe'un İngiliz geminin kaptanı olarak rol aldığı filmde, yakın dostu ile yaşadıkları zorlukları aşmaya çalışmalarını anlatıyor. Film her ne kadar,mücadele ve zorlukları anlatsa da denizin ortasında geçen bu hikaye aynı zamanda özgürlük hissinin de altını çiziyor.
3 - Bueno Vista Social Club
Buena Vista Social Club aslında Küba'da, 1940'larda müzisyenler arasında popüler olmuş bir müzik ve dans kulübü. Yaklaşık 50 yılın sonunda kapanan bu kulüp, Kübalı müzisyen Juan de Marcos ve Amerikan gitarist Ry Cooder'a, bu derneğin popüler olduğu dönemlerde çalışmış müzisyenlerle birlikte çalışma fikrini vermiş ve Havana derneğinden sonra Buena Vista Social Club ismini almıştır. Uluslarası bir üne kavuşan kulübün 1998 yılında Amsterdam'da geröekleşen konseri Alman yönetmen Wim Wenders tarafından kayda alınmıştır. Daha sonra başka konser kayıtları, New York'ta sanatçılarla yapılan söyleşiler ile belgesele dönüştürülen başarı aynı zamanda çeşitli mekanlarda geçtiği için Küba'dan Hollanda'ya bir seyahat turu izlenimi veriyor.
4 - Postacı
Orijinali ‘ Il Positano’ olan ve dilimize Postacı olarak çevrilen İtalya - Fransa - Belçika ortak yapımı olan filmi Michael Radford yönetmiştir. Şilili ünlü şair Pablo Neruda'nın yaşamından hayâli bir kesitin anlatıldığı filmde Neruda'nın şiirlerine yer verilmiştir. Siyasi fikirleri yüzünden, İtalya'da bir adaya sürgüne gönderilen şaire, bisikletiyle mektuplarını taşıyan postacının zamanla şiiri sevmeye başlaması ve şairle aralarında kurulan sıcak dostluk anlatılıyor. Fransız aktör Philippe Noiret'nin şair Pablo Neruda'yı canlandırdığı filmde İtalyan oyuncular Massimo Troisi ve Maria Grazia Cucinotta rol almıştır.
5 - Bir Konuşabilse
Türkçe’ye ‘Lost in Translation’ olarak çevrilen Bir Konuşabilse yaşı ilerlemiş, ünlü bir aktörün uzun zamandır film çekememesi ve ailesiyle kopan iletişiminden sonra, Tokyo'da reklam filmi çekerken hayatının değişmesi konu alınıyor. Sofia Coppola'nın bu filminde, Bill Murray ve Scarlett Johansson rol alıyor. Yeni evlenen birini canlandıran Scarlett Johansson ve Bill Murray, Tokyo gibi renkli bir şehirde birbirlerine arkadaşlık ederek hayata tutunuyorlar.
6 - Piyano
1993 yılında çekilen ve Holly Hunter, Harvey Keitel, Sam Neill ile Anna Paquin başrollerini paylaştığı film Piyano filmi, dilsiz bir piyanist ve kızının hikayesini anlatıyor. 19.yüzyılın sonlarını anlatan ve Yeni Zelanda'nın batı kıyılarında çekilen film Jane Campion imzası taşıyor.
7 - Motorsiklet Günlüğü
Orijinal adı Diarios de Motocicleta olan, 2004 yılında vizyona giren Motorsiklet Günlükleri aynı zamanda Güney Amerika'yı tanıtan bir belgesel niteliğinde. Ernesto "Che" Guevara ve arkadaşı Alberto Granado'nun genç yaşlarında, 1950'li yıllarda Güney Amerika'yı dolaşmalarını anlatan bu biyografik film, Che Guevara'nın marksist bir devrimci olmadan önceki zamanını anlatıyor. Gael García Bernal ve Rodrigo de la Serna'nın başrollerini paylaştığı film Brezilyalı Walter Salles tarafından yönetilmiştir.
8 - Benim Afrikam
Danimarkalı yazar Karen ve eşi Baron Bror von Blixen Finck'in gerçek hayatlarını anlatan filmin hikayesi, 1913 yılında zengin ve bekar Karen Dinesen'in Baron Bror Blixen ile evlenmesiyle başlar. Aristokrat bir ailenin üyesi olmasına rağmen mali bir güvencesi olmayan Bror ve Karen Afrika'ya yerleşerek bir çiftlik kurarlar kendilerine. Meryl Streep ve Robert Redford'un başrolleri paylaştığı film Kenya'nın doğal güzelliklerle ödüllendirilen şehri Nairobi'de geçiyor.
9 - Kumsal
2000 yılında ABD-İngiltere ortak yapımı olarak çekilen The Beach - Kumsal filminin başrollerinde psikolojik gerilim ve macera türlerindeki film. Senaryosunu İngiliz yazar Alex Garland'ın 1996 yılında yazdığı aynı adlı romanından John Hodge'un uyarlayıp yazdığı filmin yönetmeni Danny Boyle'dur. Filmin başrollerini Leonardo DiCaprio, Guillaume Canet, Tilda Swinton ve Robert Carlyle paylaşıyor. Danny Boyle'un yönettiği film, İngiliz yazar Alex Garland'ın 1996 yılında yazdığı romana dayanıyor. Tayland'da Phuket ve Phi Phi Adaları'nda çekilen filmin nefes kesen manzaraları ve kumsal sahneleri özellikle Phi Phi Adaları'nı ünlü yapmıştır.
10 - Yanyol
Orijinal adı Sideways olan, San Diego'da yaşayan bir İngilizce öğretmeninin yazar olma hayalini anlatan filmde, kahramanın yakın arkadaşıyla çıktığı yolculuğu anlatıyor. Evlilik hazırlıkları içinde olan Jack ve yakın arkadaşının düğünden bir hafta önce Santa Barbara'daki Santa Ynez vadisine giderler. Alexander Payne'ın yönettiği film, Rex Pickett'in aynı adı taşıyan romanından uyarlanmıştır. 2004 yapımlı olan filmin başrollerinde Paul Giamatti ve Thomas Haden Church var.