Seyahat söz konusu olunca artık hiç kimse birbiriyle “pişti olmak” istemiyor. Diğer bir deyişle artık seyahatlerde yeni ve bilinmeyenin peşinde koşmak “in”, herkesin akın akın gittiği aşırı popüler merkezleri tercih etmek “out”.
İşte daima yeninin ve az bilinenin peşinde olan Jabiroo ekibinin gözünden, fazla popülerleşmeden ziyaret etmeniz gereken 8 çok özel şehir:
Chiang Mai / Tayland
Tayland deyince akla genelde turizm ve cazibe merkezi başkenti Bangkok ya da tropik plajlarıyla ünlü Phuket ya da Krabi gelir. Ancak Güneydoğu Asya’nın en güzel ülkelerinden Tayland’ın kuzeyinde ve Budizm açısından son derece önemli bir bölge olan “Altın Üçgen” sınırlarında yer alan Chiang Mai mutlaka görülmesi gereken bir şehir. Bangkok’tan 1 saatlik bir uçuşla ulaşılabilen bu kentte hem doğayla, hem kültürle; hem yerellikle hem de benzersiz deneyimlerle buluşmak mümkün.
Umea / İsveç
İsveç’in kuzeyinde yer alan Umea, küçük; şirin ve sakin bir İskandinav kenti. Ağırlıklı olarak öğrenci ve gençlerden oluşan nüfusu ve muhteşem doğa manzaraları ile insanı büyüleyen Umea’ya gitmişken eşsiz donmuş göllerini ve kartpostal gibi sokaklarını fotoğraflamadan dönmemek gerekiyor. Ayrıca Umea’nın yüksek kesimlerinden kuzey ışıklarını seyretmek de mümkün olabiliyor!
Hvar / Hırvatistan
Hırvatistan’ın tatil merkezi Dubrovnik popularitesini her sene katlarken; kendi müdavim kitlesini oluşturan ve şimdilik Avrupalı jet-setter’ların gözdesi olan Hvar, Adriyatik’in parlayan yıldızı olacak gibi görünüyor. Split’ten 2 saatlik bir feribot yolculuğuyla ulaşabileceğiniz bu masalsı ada, taş sokaklarında duran taş evleri; turkuaz rengi denizi ve lavanta kokulu rüzgarı ile baş döndürecek kadar güzel.
İskele / KKTC
KKTC’de turizm genelde Girne ve çevresiyle anılsa da, adanın kuzey batısını da kapsayan şehri İskele, doğal güzellikleri ve eşsiz plajları ile yaz tutkunlarının mutlaka görmesi gereken bir yer. KKTC seyahatinizde İskele kentini tercih ettiğinizde gereksiz derecede kalabalık ve pahalı turistik restoranlar yerine, eşsiz lezzetle yemekler sunan ev rahatlığında köy lokantalarını; kalabalık beach club’lar yerine bakir plajları ve tabii ki adanın en uç noktası Karpaz’da dalış yapmayı deneyimleyebilirsiniz.
Tallinn / Estonya
Eğer canınız biraz Doğu Avrupa’da gezmek istiyorsa ama Kopenhag, Moskova ve Stockholm gibi kentleri çoktan gördüyseniz Estonya’nın şirin mi şirin başkenti Tallinn tam size göre olabilir. Baltık Denizi kıyısında nefis bir Ortaçağ kenti olan Tallinn’de her şey son derece kompakt ve kolay ulaşılabilir. Tamamını yürüyerek gezebileceğiniz bu sempatik kentin gezginler için başta bahsettiğimiz kentlere göre daha ucuz olduğunu da belirtelim.
Sinop / Türkiye
Karadeniz’in her kenti çok güzel ancak bu kentlerden bir var ki hem Karadeniz’in yeşilini hem de şaşırtıcı yer şekillerini bünyesinde barındırıyor. Hatta İrlanda ve İskoçya’da görmeye alışkın olduğumuz fiyort ve dik yamaçları Türkiye’de sadece Sinop’ta görebilirsiniz! Türkiye’nin en güzel liman kentlerinden biri olan Sinop, kentleşmenin kötü etkilerinden nasibini en az alan yerlerde başı çekiyor. Çünkü Sinop’ta hala küçük ve yavaş şehir kültürü devam ediyor. Şehrin es geçilmemesi gereken yerleri ise: Gerze sahilleri, Ayancık ve Erfelek Şelaleleri.
Tanca / Fas
En az Fas’ın göz bebekleri Kazablanka ve Marakeş kadar güzel bir şehir olan Tanca (Tangier) kelimenin tam manasıyla bir Endülüs kenti. İsmini “Tangerine” yani mandalina kelimesinden alan ve Cebelitarık Boğazı’nın hemen kıyısında yer alan bu 2500 yıllık şehir, özellikle Güney İspanya seyahatlerinin bir köşesine sıkıştırılabilecek güzellikler barındırıyor.
Tiflis / Gürcistan
Türkiye’den karayoluyla bile geçilebilen sınır komşumuz Gürcistan’ın başkenti Tiflis, henüz sahil kenti Batum kadar popüler olmasa da, yakın zamanda turist akınına uğrayacağa benziyor. Kentin ortasından geçen Kura Nehri ile Doğu Avrupa kentlerinde görmeye alışkın olduğumuz bir çehreye sahip olan Tiflis’i özel kılan şey ise çok iyi korunmuş kent mirası ve tarihi yapıları. Ayrıca İstanbul’dan Tiflis’e direkt uçak seferlerinin olduğunu da eklemeden geçmeyelim.