Yoksa Siz Yemek Yemek İçin Yaşayanlardan Mısınız?

Tattığınız her lezzet, yediğiniz her yemek sizin için özel, kıymetli ve mutluluk vericiyse ve her yemek sizin için apayrı bir seremoniye dönüşüyorsa, evet siz gerçek bir lezzet avcısısınız!

 

Tattığınız her lezzet, yediğiniz her yemek sizin için özel, kıymetli ve mutluluk vericiyse ve her yemek sizin için apayrı bir seremoniye dönüşüyorsa, evet siz gerçek bir lezzet avcısısınız!

Yüzyıl içinde kendimizi hazır ve çabuk tüketilen gıdaların arasında mücadele ederken bulduk! Hangi mevsimde hangi besinin tüketildiğini, yapım aşamasını, üretim inceliklerini merak etmeyen, sorgulamayan bir nesilden her yediğini tanımaya, öğrenmeye çalışan bir neslin doğuşunu kutluyoruz yeniden.

Geleneksel yemek kültürünün korunması anlamına gelen ‘slow food’, fast food ve hızlı yaşam tarzına karşı ortaya çıktı. Yerel geleneklerin yok oluşu ve insanların ne yediklerine ve yaptıkları yemek tercihlerinin dünyanın kalanını nasıl etkilediğine dair ilgilerinin azalmasına karşı ortaya çıkan bir hareket aslında. Özünde, yerel ürünlerin kaybolup gitmesini önlemeye çalışan ‘slow food’ hareketi 1989 yılında Carlo Petrini tarafından kurularak bugün; dünyada 100,000′den fazla üye ve 2,000′den fazla yemek kuruluşuyla yemeklerin tarihine, lezzetine, yapımına dair tüm özellikleri korumaya devam ediyor.

1

Peki, ‘ slow food’ un, her yemeğin ayrı bir ritüele dönüştüğü ve saatlerce süren yüksek sesli sofralarıyla bilinen İtalyan kültüründen doğması bir tesadüf mü? Bence değil. Kalabalık ve renkli sofraları, yüksek sesli sohbetleriyle bilinen İtalyanlar’a göre toplumun asıl kimliğini yeme-içme alışkanlıkları yansıtır. Belki de o yüzden, yeme alışkanlıklarını yüzyıllardır aynı özenle korumaya devam ediyorlar. Doğal bir zeytinyağına, ev yapımı makarnaya hasret kalınan bir geleceğin korkusuyla fast food akımına karşı yarattıkları ‘slow food’ akımıyla; her besin ve yemeğin değerini korumaya çalışıyorlar.

Bu noktada, 2007 yılında Turin, İtalya’da açılan Eataly; peynirden reçel çeşitlerine, şaraptan meyve sebzeye hatta soğuk et reyonlarına kadar tam bir pazar olarak tasarlanmış ve yerli üreticilerin ürünlerini koruması altına almış. Aslında Eataly’nin ortaya çıkış hikayesi bize oldukça tanıdık. 1997 yılında bir turist olarak İstanbul’a gelen Oscar Farinetti, Mısır Çarşısı’ndan oldukça etkilenir.

2

Kafasında oluşturduğu konsept için Mısır Çarşısı’nın çeşitliliğinden ve zenginliğinden etkilenen Farinetti; İtalyan mutfağına ait malzemelerin satıldığı market bölümleri ve lezzetli İtalyan yemekleri hazırlayan restoranlar açarak Eataly konseptini yavaş yavaş ortaya çıkarmış. Ve, ‘slow food’ un kurucusu olan Carlo Petrini’nin ‘Ne yersek oyuz’ felsefesinden yola çıkarak, Eataly markasını yaratmış . İyi, temiz ve adil olarak tanımladığı Eataly markası; bölgesel ürünleri geleneksel yöntemlerlerle yapan, taze peynirler, şaraplar, makarnalar, ekmekler üreten küçük üreticileri ön plana çıkararak, kaliteli gıdaları herkesle buluşturmayı hedefliyor. Farinetti bununla da kalmıyor, bölgesel lezzetleri yerinde görmek, tatmak isteyenler için gurme seyahatlar de düzenliyor. Malum, İtalya kuzeyden güneye, doğudan batıya doğanın tüm güzellikleriyle ödüllendirilmiş bir dünya. Özellikle doğası ve mutfağıyla diğer bölgeler kadar dikkat çeken Toskana ve Kuzey İtalya; ‘slow food’ akımını yaratan besinleri tatma imkanı bulacağınız gerçek bir gurme cenneti.

Peynir yapımını en ince detayına kadar öğrenen ailelerle tanışacağınız, şarap mahzenlerinde gezeceğiniz, trüf mantarı avına çıkacağınız ve bol bol yiyip, bol bol keşfedeceğiniz gurme seyahat turları, Eataly’nin yaşam motto’sunu özetliyor:

‘Ne pişirirsek onu satarız, ne satarsak onu pişiririz’...

İtalya Gurme Seyahatleri

Torino - Langhe Gurme Paketi

3

Toskana Gurme Paketi

4

Parma Gurme Paketi

5

Veneto Gurme Paketi 

Cookies allow us to offer our https://jabiroo.com/ website and our services more effectively. For more information about cookies, you can visit our Cookie Policy.