Muhteşem bir mevsime denk gelen, uzun ve dinlendirici bayram tatiline sayılı günler kalmışken kimler bu tatilde uzak diyarlara uçmayı planlıyor? Jabiroo Blog olarak, “Tatilimin bir dakikasını bile jet-lag’e kurban veremem” diyen gezginler için jet-lag sorunu ve uçuş sonrası yorgunluk ile başa çıkmanın 6 püf noktasını yazdık:
Adım 1: Yola çıkmadan bir önceki gece iyi uyuyun
Jet-lag ile mücadele edeyim derken en sık yapılan yanlışlardan biri de, uçuştan bir gece önceyi uykusuz / sabahlayarak geçirmektir. Bunu yapmanız, vücudunuzdaki melatonin dengesini durduk yere bozacağı için sizi oyuna 1-0 yenik başlatacaktır. Bu yüzden uçağınız saat kaçta olursa olsun, siz mevcut uyku düzeninizi bozmadan uykunuzu çok iyi almış şekilde uçağa binin.
Adım 2: Uçak kalkar kalkmaz saatinizi çıkarıp çantanıza koyun
“Bu da nerden çıktı?” demeyin ve dediğimizi yapın. Çünkü uzun uçuşlarda sürekli saate bakmak, zihinle beden arasındaki senkron bozukluğunu perçinlemekten başka bir işe yaramaz. Saat dilimlerinin ve yerel saatin tamamen rakamsal bir düzenleme olduğunu kendinize hatırlatın ve uçuş boyunca sadece biyolojik saatinizin tik-taklarına kulak verin.
Adım 3: Gıda takviyelerinden yardım alın
Saat farkı nedeniyle yaşanan uyku bozukluğu ve yorgunluğun temel sebebi, beyin kimyasının birazcık “şaşkına uğraması”dır. Artık sabah olacak ve güne başlayacağım derken, gecenin kucağına düşen vücudun sersemlemesi işte tam bu sebebe dayanır. Bu yüzden, uçağa binmeden önce melatonin ve Omega-3 hapları alarak uçuş sonrası konforunuza katkıda bulunabilirsiniz. Melatonin uykunuzu daha kolay düzene sokmanızı sağlarken, Omega-3 hapları vücudunuzda basınç farkı ve hareketsizlikten ötürü oluşabilecek olan ödemi engellemeye yardımcı olur.
Adım 4: Uçuş boyunca özel bir diyet uygulayın
Uzun uçuşlardaki yemek ve içki ikramlarına karşı koymak biraz zordur. Hele bir de nitelikli bir havayolu şirketi ile uçuyorsanız, her fırsatta leziz yemek ve içeceklere maruz kalacaksınız demektir. Ama bu noktada kontrolü ele almanız gerekiyor. Çünkü uzun uçuşlarda fazla yağlı, unlu ve şekerli gıdalar tüketmek size fazlasıyla şişmiş bacaklar ve davul gibi bir göbek olarak dönecektir! Yine uçuş boyunca alkollü ve kafein içeren içecekler tüketmek de benzer etkilere neden olacaktır. Siz en iyisi, tatilinizin ilk 2 gününü “balon balığı” şişkinliğinde geçirmemek için uçuşunuz boyunca sebze & meyve ağırlıklı beslenin ve en az 2 litre su tüketin.
Adım 5: Kendinizi gün ışığına bırakın
Uçuştan önce ve uçuş sırasında dikkat etmeniz gerekenleri harfiyen yerine getirdiniz ama bu işin bir de sonrası var! Uçaktan indikten sonra birkaç konuya özen gösterirseniz, bu uzun uçuşu da jet-lag’siz ödemsiz atlattınız demektir.
Uçaktan indiğiniz andan itibaren (eğer gündüz saatlerinde indiyseniz) olabildiğince güneş ışığını bünyenize hapsedin. Eğer uçaktan gece iniyorsanız sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kendinizi dışarıya ya da balkona atın ve güneşi içinize çekin. Çünkü vücudunuzu, vardığınız yerdeki saat dilimine alıştırmanın en kolay yolu güneş ışığıyla yıkanmak ve açık havada kısa yürüyüşler yapmaktır.
Adım 6: Şekerleme yapın
Günü, maksimum gün ışığı, kısa yürüyüşler, bol su ve hafif yemeklerle geçirmek enerjinizi ve endorfin seviyenizi bir nebze de olsun koruyacaktır. Ancak gün içinde uykuya direnemezseniz, bir yakınızdan ya da alarmınızdan yardım alarak 15-20 dakikalık kısa uykular uyuyabilirsiniz. Bunu yapmak hem günü tatsız geçirmemenize hem de gece uykunuzun daha iyi olmasına yardımcı olur.