Sıkı bir sosyal medya kullanıcısıysanız Facebook / Instagram akışınızda, Güney Amerika’yı boydan boya kat eden motorcu gezginlerin ya da karavanlarıyla bir 60’lı yıllar rüyası yaşayan modern zaman hippilerinin rengarenk hikayelerine rast geliyorsunuzdur.
Sıkıcı plaza katlarından bakıldığında “Dünya size güzel!” dedirtse de, pek çoklarımızın hayallerini süsleyen bu hayatlar aslında yollara yazılmış zorlu birer bitirme tezi gibidir. Çünkü bu insanlar, varacaklara yere değil yolda keşfedecekleri; kimi zaman kendilerini hayrete kimi zaman dehşete düşürecek öykülere odaklanmak uğruna, first class’ın rahat yataklarından ve havalimanı lounge’larındaki birinci sınıf servisten mahrum kalmayı seçiyorlar.
Bakalım uzun bir karayolu yolculuğu -popüler tabirler “road trip”- yapmak, insanı nasıl değiştiriyor?
Konfor alanından vazgeçmek
Bir road trip’in birinci kuralı, her geceyi farklı bir yerde geçirmek ve her gün mutlaka belli miktarda yol yapmaktır. E haliyle bunları gerçekleştirmek de her zaman pek konforlu olmayabilir. Yollarda yorulur, sıcaklar / üşür, acıkır hatta uykusuz kalabilirsiniz. Ancak yolun sizi hep başka ve eşsiz hikayelere götürdüğüne tanık oldukça, artık bu fiziksel yoksunluklardan daha az şikayet etmeye başlarsınız.
Yani yolda olmak, insanı azla yetinebilecek kadar erdemli olduğuna ve sade bir yaşamın hafifleticiliğine inandırır.
“An”dan keyif almanın şifresini çözmek
Araba ve motor yolculuklarının en iyi taraflarından biri de karşınıza ne çıkacağını asla tam olarak bilmemektir. Siz yola çıkmadan önce ne kadar rotalar çizseniz de, yön duygunuzdan çok güvendiğiniz navigasyon cihazınız her daim yanınızda olsa da yol sizi hep başka ayırımlara sürükler. Bazen kaçırmak istemeyeceğiniz bir fotoğraf karesinin, bazen buz gibi bir Hindistan cevizinin bazen de uzaktan ışıkları görünen şirin bir lokanta aşkına saptığınız yollar, size hayatınız boyunca unutmayacağınız anlar yaşatabilir.
Kısacası yoldayken, bir sonraki an başınıza ne geleceğini kestiremeyeceğinizi iliklerinize kadar öğreneceğiniz için, içinde bulunduğunuz her anı özümseyerek yaşamayı öğrenirsiniz.
Kriz yönetmeyi öğrenmek
Uzun road triplere çıkarken, her türlü güvenlik önlemini almak elbette çok iyidir. Ancak yolda olmak maalesef insana her zaman hoş sürprizler yapmaz. Ummadığınız anda aracınız arızalanabilir, hava koşulları beklenmedik şekilde tehlikeli bir hal alabilir ya da kendinizi ansızın ıssızlığın ortasında bulabilirsiniz. Ancak bu anlarda sakin kalıp bir sonraki adımda ne yapacağınızı rasyonel şekilde düşünmek için kendinizi telkin edebilirseniz, değme kişisel gelişim atölyelerinde öğrenemeyeceğiniz türde bir kriz yönetimi dersini başarıyla tamamlamış olursunuz.
Unutmayın, yolda başınıza gelen ve o an için size son derece çekilmez gelen şey, aslında sizi varlığını hayal bile edemeyeceğiniz bir mucizeye götüren dikenli bir yol olabilir.